Genel

Gereğinden Fazla Et ve Süt Tüketimi Küresel Isınmayı Artırıyor

Son zamanların en önemli belki de üzerine en çok düşünülmesi gereken konulardan birisi küresel ısınma. Örneğin bu yıl yağışların aralık ayında sanki sonbahar-ilkbahar rejimi gösterircesine devam etmesi pek çok alandaki tarımsal faaliyetleri olumsuz etkiledi. Bu durum, küresel ısınmanın etkilerinden yalnızca biri. Küresel ısınma üzerindeki faktörleri değerlendirirken bazı şeylerin etkisinin çok “masum”olduğunu düşünsek de gerçek resim öyle değil. Gereğinden fazla et ve süt tüketiminin küresel ısınmayı arttırdığını biliyor muydunuz? Büyükbaş hayvanların gübrelemesi ve gaz çıkarması, iklim değişikliğine sandığımızdan daha çok katkıda bulunuyor.

Metan gazı,karbondioksite göre Güneş’ten gelen ısıyı tutmak konusunda 30 kat daha etkili dolayısıyla karbondioksit gibi, metan gazı da iklim değişikliğinde oldukça etkili bir sera gazı. Hayvancılıktan ortaya çıkan metan gazı salınımı yapılan tahminlerin oldukça üzerinde. Yani yaygınlaşan hayvancılık, iklim değişikliği ile yapılan mücadeleyi zorlaştırıyor.

Şu an gezegenimizde yaklaşık 1.5 milyar inek yaşıyor ve bu hayvanlardan her biri günlük yaklaşık 100 ile 200 litre arası metan ortaya çıkarıyor. İnekler sadece gaz çıkarırken ve dışkılarken metan salmıyor, ayrıca geğirirken de atmosferi zehirliyor. Durum böyleyken bile hızla artan tüketimi karşılamak için hayvancılık dünyanın her yerinde hızla yaygınlaşıyor. İklim değişikliğini engellemek için elektrik, su ve fosil yakıt tüketimimizi azaltmaya çalışırken, görünüşe bakılırsa daha az et ve süt ürünleri tüketmemiz de gerekecek. Çünkü atmosfere metan gazı salınımı azaltılmadan küresel ısınmayı sınırlandırma hedefi tutturulamaz!

Besi Faaliyetleri, iklim değişikliğine düşündüğümüzden çok katkıda bulunuyor.
Besi Faaliyetleri, iklim değişikliğine düşündüğümüzden çok katkıda bulunuyor.

Karbon ayak izini küçültmek için atılacak ilk adım et, süt ve süt ürünleri tüketimini kısmak. Çünkü özellikle büyükbaş hayvancılığın ekosisteme zararı, motorlu araçlardan fazla. Hayvancılık tarımsal alanları ve su kaynaklarına da zarar veriyor. Et ve süt ürünlerini üretmek için gerçekleştirilen hayvancılık faaliyetleri tarım alanlarının yüzde 83’ünü kaplıyor ve tarımsal üretimin sera gazı emisyon hacmine etkisinde yüzde 60’lık pay sahibi.

BM, İklim Değişikliği Panelinde iklim değişikliğine yönelik raporunu yayınlandı: Küresel ısınmayı 1.5 dereceyle sınırlayacak şekilde hemen eyleme geçmezsek 2030’dan sonra gezegenimizi zor günler bekliyor. 1.5 derecenin üzerinde yarım derecelik artış kuraklık, yangın, tsunami, sel, aşırı sıcak,buzulların erimesi, canlı türlerinin yok olması ve yüz milyonlarca insanın yoksullaşması riskini kat kat artıracak.

Bunun için küresel karbon emisyonunu azaltmamız gerekiyor. Ormanlaştırma, elektrikli taşıma sistemlerine geçiş, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması, evlerde enerji tasarrufu için önlemler almak,elektrikli araç ve bisiklete yönelmek, tüketim mallarını dönüştürmek hayati önem taşıyor.

YAPABİLİRİZ

Özetle gezegen üzerindeki etkinizi küçültmenin tek başına en geçerli yolu vegan beslenmedir;sadece sera gazlarını azaltmak bakımından değil, küresel asitlenme, tarım arazileri ve su kaynaklarının kullanımı açısından da. Et ve süt ürünü tüketimini azaltmak, uçak yolculuklarını kısmak ya da elektrikli otomobil almaktan çok daha büyük bir adımdır.

Bir yandan da protein kaynaklarının tüketimi bizler için de hayati önem taşıyor. Ancak bunun tek yolu et ve süt ürünleri değil. Bu konuyu daha önce ele almıştım. https://www.iyilokmalar.com/vejeteryanlar-icin-protein-kaynaklari/ linkine bakabilirsiniz.

Kaynaklar

https://www.chip.com.tr/haber/ineklerin-gubreleri-kuresel-isinmayi-arttiriyor_71971.htmlh

Iklim_Degisikliginin_Sut_Sigirciligi_Uzerindeki_Etkilerinin_Gida_Guvencesi_ve_Ekonomik_Acidan_Degerlendirilmesi_Evaluation_of_the_Effects_of_Climate_Change_on_Dairy_Farming_in_terms_of_Food_Security_a

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/481789